Seramik, binlerce yıldır insan ellerinin şekil verdiği, toprağın en büyülü halidir. Bu büyünün en zarif yolculuklarından biri de sır altı dekor tekniğidir. Bu teknik, sadece bir desen yapma yöntemi değil; aynı zamanda sanatçının dokunuşunu ateşle mühürleyen, sonsuzluğa taşıyan eşsiz bir serüvendir.
Sır altı dekorun kalbi tamamen el işçiliğinde atar. Her şey, şekillendirilen çamurun (örneğin dayanıklı stoneware) ilk pişirimden sonra ya da deri sertliğine geldiğinde başlar.
Sır altı dekor, sır üstü tekniklerine göre çok daha derin ve kadifemsi görünür. Şeffaf sır, altındaki deseni net şekilde gösterir, renkleri canlılaştırır ama aynı zamanda ince bir zariflik katar. Bu parlaklık doğal camlaşmadan gelir; kimyasal ya da yapay vernik gibi yüzeyde sonradan eklenen bir şey değildir.
Sır altı dekorun en büyük sırrı (adı üstünde!) sırın altında olmasıdır. Bu sayede:
✅ Desenler silinmez, solmaz, soyulmaz.
✅ Yüzeyden sürtünme ya da deterjanla temizlenirken etkilenmez.
✅ Güneş ışığı, sıcak-soğuk farkı, yıkama gibi etkenler boyaları zamanla soldurmaz.
Bu yüzden iyi yapılmış bir sır altı dekor, nesiller boyu kalır. Eski uygarlıklardan kalma yüzlerce yıllık seramiklerin üzerindeki renkli motiflerin hâlâ canlı olması işte bu yüzden.
Sır altı dekor, tamamen gıda ile temasa uygun en sağlıklı dekorasyon şekillerindendir. Çünkü boyalar sırın altına hapsolur; üzerini camsı, gözeneksiz ve %100 gıda güvenli sır kapatır. Böylece yemekle, içecekle doğrudan temas eden yüzeyde hiçbir risk kalmaz. Kurşunsuz, kadmiyumsuz sırlar kullanıldığında gönül rahatlığıyla sofralara taşınır.
Hayır. İşin en büyüleyici yanı da burada:
Sır altı dekorlu seramikler, fabrikasyon baskı değil; usta ellerin fırça darbeleriyle doğar. Bu yüzden ufak farklılıklar, minik fırça izi o objeyi daha da özel kılar. Her biri tek, her biri özgün… Ve en önemlisi: Yüksek sıcaklıkta pişip sırın altına hapsolduğu için ömür boyu solmayan bir hikâyeyi taşır.